Sünnî Teolojinin Belâ ve Musibet Anlayışına Eleştirel Bir Yaklaşım

İnsanlık tarih boyunca çeşitli belâ ve musibetlere maruz kalmıştır. Bunun en son örneğini Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan COVID-19 salgını oluşturmaktadır. Öldürücü vasfıyla insanlığı derin bir korku paniğe sevk eden bu salgın karşısında insanlar, ölümün nesnel gerçekliğiyle yüzleşti. Salgına yakalanan, nedeniyle yakınlarını kaybeden, işsiz kalan milyonlarca insan çaresizlik, kaygı gibi psikolojik travmalara kaldı. Hiç şüphesiz yaşanılan buhran dönemi günümüze has durum değildir. Tarih insanlığın hastalıklara kaldığı bilinmektedir. Kur’an’da da duruma dikkat çekilmekte, tarihin her döneminde insanların musibetlerle denendikleri belirtilmektedir. Ayrıca musibetlerin yaşandığı zamanlarda nasıl davranmak gerektiği de açıklanmaktadır. Bu anlamda insanlar bilinen bilinmeyen anlamları üzerinde tefekkür etmeye teşvik edilmekte, bunlardan kısmının imtihan, ders ibret almaya yönelik olduğu belirtilerek, tür hadiselerin anlamlandırılması gerektiğine bizlere yol gösterilmektedir. Sünnî âlimler Kur’an’ın yaklaşımından hareket ederek, musibetleri yorumlamak dair açıklamalarda bulunmuşlardır. çerçevede imtihan kader çerçevesinde ele almışlardır. Eş‘arîler, Allah’ın mutlak irade kudretine sınırlama eksiklik getirmeme adına musibetlerde belli hikmet veya amacın bulunmasını gerekli görmemiş, dünyada iyi ya kötü olsun var olan şeyi Allah tercih edip yarattığı için güzel kabul etmişlerdir. kudret sıfatlarını zedelememeye çalışan Mâtürîdîler ise Eş‘ârîlere nispeten daha dengeli tutarak, ilahî fiillerde hikmetin görmüşlerdir. İşte makalede âlimlerin konuya görüşleri tespit edilecektir.